DEVAM: 65- İSLAM'IN GARİP
BAŞLADIĞl, TEKRAR GARİPLİĞİNE DÖNECEĞİ VE İKİ MESCİT ARASINA ÇEKİLECEĞİNİ BEYAN
BABI
233 - (147) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا
عبدالله بن نمير
وأبو أسامة عن
عبيدالله بن
عمر. ح وحدثنا
ابن نمير.
حدثنا أبي
حدثنا
عبيدالله، عن
خبيب بن
عبدالرحمن،
عن حفص بن
عاصم، عن أبي
هريرة؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال: "إن
الإيمان
ليأرز إلى
المدينة كما
تأرز الحية
إلى جحرها".
[:-372-:] Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti. Bize Abdullah b.
Numeyr ve Ebu Usame, Ubeydullah b. Ömer'den tahdis etti (H). Bize İbn Numeyr de
tahdis etti. Bize babam tahdis etti. Bize Ubeydullah, Hubeyb b. Abdurrahman'dan
tahdis etti. O Hafs b. Asım'dan, o Ebu
Hureyre'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu:
"Şüphesiz ki
yılan'ın yuvasına çekilmesi gibi iman da Medine'ye çekilecektir. "
Diğer tahric: Buhari,
1876; İbn Mace, 3111; Tuhfetu'l-Eşraf, 12266
DAVUDOĞLU İZAHI İÇİN buraya tıklayın
NEVEVİ ŞERHİ (370-372 numaralı
hadisler): Resulullah (s.a.v.) (371): "İslam garip olarak başladı. ..
İki mescit arasına çekilecektir" buyurmaktadır. Diğer rivayette (372) de:
"Şüphesiz ki iman ... çekilecektir" buyurmaktadır.
Bu
babtaki lafızlara gelince: (370) "Ebu Hazim, Ebu Hureyre'den" de
geçen Ebu Hazim'in adı Azze el-Eşcaiyye'nin azatlısı Selman el-Eşcai'dir. Ebu
Hureyre'nin adının ise yaklaşık otuz görüşün en sahih olanına göre Abdurrahman
b. Sahr olduğu da geçmişti.
Resulullah
(s.a.v.)'in: "İslam garip olarak başladı" buyruğunda ibtida kökünden
gelen "bedee: başladı" diye harekelemiş bulunmaktayız. "Tuba: Ne
mutlu"nun anlamına gelince, müfessirler "tubu onlara, güzel dönüş
yeri de onlarındır" (Ra'd, 29) buyruğunun anlamı hakkında farklı görüşlere
sahiptir. İbn Abbas (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre sevinç ve göz aydınlığı
anlamındadır. İkrime: Onlara ne güzel şeyler vardır. Dahhak: Onlar imrenilecek
durumdadırlar, Katade: Onlara güzellik vardır diye açıklamışlardır. Yine
Katade'den gelen rivayete göre bu, onlar hayır elde etmişlerdir, anlamındadır.
İbrahim ise: Onlara hayır, şeref ve ikram vardır. İbn Aclan hayrın sürekliliği
vardır, diye açıklamışlardır. Cennet diye açıklandığı gibi, cennetteki bir ağaç
olduğu da söylenmiştir. İşte bütün bu açıklamalar hadisin anlamı olarak ihtimal
dahilindedir. Allah en iyi bilendir.
İsnatta
(371) Şebabe b. Sewar da vardır. Şebabe bir lakaptır, adı Mervan' dır,
açıklaması daha önce de geçmişti. Aynı
hadiste Asım b. Muhammed el-Umeri'nin nesebi: Asım b. Muhammed b. Zeyd b.
Abdullah b. Ömer b. Hattab -Allah onlardan razı olsun- şeklindedir.
Resulullah
(s.a.v.)'in (371): "Çekilir" fiili ye, hemze, kesreli re ve ze
iledir. Meşhur olan budur. Bunu Metaliu'l-Envar sahibi çoğu raviden bu şekilde
nakletmiş ve şunları söylemiştir: Ebu'l-Huseyn b. Serrac dedi ki: Re harfi
ötrelidir. el-Kabusi ise re harfinin fethalı okunacağını nakletmektedir.
Toplanır, bir araya gelir anlamındadır. Dilbilginleri ve Garibu'l-Hadis
alimlerine göre meşhur olan anlamı budur. Bunun dışında pek kuwetli olmayan
anlamlar da söylenmiştir. Resulullah (s.a.v.)'in: "İki mescit arası"
buyruğundan kasıt ise, Mekke ve Medine mescitleridir.
Diğer
isnatta (372) Hubeyb b. Abdurrahman vardır. Buna dair açıklama daha önce geçmişti.
Allah en iyi bilendir.
Hadisin
anlamına gelince:
Kadı
İyaz (rahimehullah) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Garip
olarak" buyruğu hakkında dedi ki: İbn Ebu Uveys'in, Malik
(rahimehullah)'den rivayet ettiğine göre Medine'de (böyle başladı) demektir.
İslam orada garip olarak başladı ve tekrar ona dönecektir. Kadı İyaz dedi ki:
Hadisin zahiri anlamın genelolduğunu ve İslam'ın birkaç sayıda kişi ve bir
azınlık arasında başladığını, sonra yayılıp, güçlendiğini sonra tekrar eksilip,
ihlal edileceği ve nihayet yine başladığı gibi birkaç kişi ve bir azınlık
arasında kalacağı anlamındadır. Hadis-i şerifte "garip/er" ile ilgili
açıklama gelmiş bulunmaktadır. Bunlar ise kabilelerden çekilip, ayrılanlardır.
el-Herevi dedi ki: Bu sözleriyle yüce Allah için vatanıarını terk eden
Muhacir'leri kastetmektedir demiştir.
Kadı
dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "O Medine'ye
çekilecektir" buyruğunun anlamı, iman ilkinde de, sonunda da bu niteliğe
sahiptir. Çünkü İslam'ın ilk zamanlarında imanı ihlaslı ve İslam'ı sahih olan
herkes Medine' de idi. Ya orayı yurt edinmiş Muhacir idi yahut Resulullah
(sallallil.hu aleyhi ve sellem)'i görmek isteyen, ondan öğrenen ve onun
yakınında durmak isteyen kimselerdi. Ondan sonra halifeler zamanında da hem bu
şekilde, hem de onlardan adaletli uygulamayı öğrenip, orada bulunan ashabın
çoğunluğuna (Allah onlardan razı olsun) uymak için bulunurlardı. Daha sonra ise
zamanın kandilleri ve hidayet imamları olan alimlerden Medine' de yaygın
bulunan sünnetleri alıp öğrenmek için giderlerdi. Bundan sonraki her zamanda ve
şu zamanımıza kadar Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in kabrini ziyaret etmek
için ve Onun önemli olaylar yaşadığı yerler ile Onun ve ashab-ı kiramın
izlerinin bereketinden yararlanmak için hep oraya giderler. Kadı İyaz'ın
açıklamaları bunlardır. Allah doğruyu en iyi bilendir.